DeFacto’nun sürdürülebilirlik çalışmalarını ve bu alandaki yol haritasını anlatır mısınız?

DeFacto olarak hem küresel arenada hem de Türkiye’de her alanda sürdürülebilir gelişmeyi gönüllü olarak desteklemek konusunda kendimize ve tüm paydaşlarımıza söz verdik. Kuruluş felsefemizde ve değerlerimizde ekosisteme saygılı üretim, dünyayı ve doğal kaynakları koruma, insana değer katma ve toplumsal meseleler karşısında duyarlı bir duruş sergilemek önemli bir yere sahip. Sürdürülebilirliği gerek toplumsal gerekse çevre odaklı çalışmalarımızla destekliyoruz.

Ulaştığımız nihai tüketicinin de karbon ayak izini azaltmasına destek olacak ciddi adımlar atıyoruz. 10 yıldır yayınladığımız sürdürülebilirlik raporumuzu bu yıl entegre rapora dönüştürerek ilk entegre raporumuzu açıklıyoruz. Başarılarımızı sadece finansal performansla ölçmüyor, finansal performansımızı ileriye taşırken; doğaya saygılı, paydaşlarımızı dinleyerek ve inovatif bakış açımızı kaybetmeden ilerlemenin kilit rol oynadığına inanıyoruz.

2030 yılında karbon ayak izimizi yüzde 55 oranında azaltarak hazır giyim koleksiyonlarımızın yüzde 90’ının sürdürülebilir olmasını sağlamak için ve enerji ihtiyacımızın yüzde 100’ünün yenilenebilir kaynaklarla karşılanması için çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik konusundaki nihai hedefimiz ise 2050 yılında emisyonlarımızı sıfırlayarak “Net Zero” ve ilerleyen dönemlerde ‘iklim pozitif’ marka olmak.

Sürdürülebilirlik çatısı altında sunduğunuz ürün çeşitliliğinizden bahseder misiniz?

DeFacto olarak dünyaya adil davranan ürünler tasarlama konusunda sorumluluğumuzun farkındayız. Tüm süreçlerimizde karbon ayak izinin azaltmasına destek olacak, dünyayı, insanları ve toplumu daha iyi bir noktaya getirmeye katkı sağlayacak ciddi adımlar atıyor, bu vizyonla moda severler için özel koleksiyonlar hazırlıyoruz. Su kullanımını minimize eden ve ekolojik ayak izini azaltan üretim tekniklerine olan bağlılığımızı sürdürerek, doğaya saygılı üretim süreçleriyle ürünlerimizi sunmaya devam ediyoruz. 2023 yıl sonu itibari ile hazır giyim ürünlerimizde sürdürülebilir kaynak ve yöntemlerle üretilen ürünlerimizde %21’e ulaştık. 

Koleksiyonlarımızda, sertifikalı LENZING™, ECOVERO™ Viscose, EURPOEAN FLAX™ keten, rejeneratif pamuk, geri dönüştürülmüş elyaflar gibi sertifikalandırılmış sürdürülebilir malzemeler kullanıyoruz. 

İnovatif koleksiyonlarımız olan Vegan-Sürdürülebilir Elma Derisi Koleksiyonumuz ve Zeytin Derisi Koleksiyonumuz, Naturel Dye- Ficus Koleksiyonumuz, Wiser Wash koleksiyonumuz, Doğal Renkli Pamuk Koleksiyonumuz ve DeFacto X Maritaş rejeneratif pamuk koleksiyonumuzla doğa dostu üretimleri destekliyoruz. 

Elmanın endüstriyel olarak işlenmesinden sonra ortaya çıkan atık liflerden elde edilen Vegan- Sürdürülebilir Elma Derisi Koleksiyonumuzda elma suyu endüstrisinin atıklarını geri kazandırıyor, yeni bir hammaddeye dönüştürüyoruz. Çiftçilere de atıklarından ikinci bir gelir elde etme fırsatı yaratarak döngüsel ekonomiye katkı sağlıyoruz. Bu koleksiyon sayesinde, sadece atık yönetim maliyetleri ve çevreye verilen zararlar önlenmiyor; aynı zamanda bu doğal atık, enerji tüketimini ve emisyonları tüm zincir boyunca düşürerek, yoğun kimyasal barındıran diğer hammaddelerin yerine geçiyor.

Bir diğer Vegan-Sürdürülebilir koleksiyonumuz olan Zeytin Derisi Koleksiyonumuz kapsamındaki inovasyonla zeytin endüstrisinin atıklarında döngüsellik sağlıyoruz. Bu koleksiyonumuzda elde edilen vegan zeytin derisi geleneksel deriye oranla karbon emisyonunu yüzde 94 azaltıyor. 

Bitki atıklarının özleri ve doğal etkenlerle ortaya çıkan killerden üretilen doğal renklerle boyanmış Naturel Dye- Ficus Koleksiyonumuzda yüzde 88 su ve yüzde 55 enerji tasarrufu yaparak geleceği ve doğayı koruma amacı güdüyoruz. Doğal Renkli Pamuk Koleksiyonumuzda yüzde 35’e varan enerji ve su tasarrufu ile yüzde 90 oranında kimyasal kullanımında azaltma sağlıyoruz. DeFacto X Maritaş Denim iş birliği ile hayata geçirdiğimiz yeni Rejeneratif Denim Koleksiyonumuzda, kimyasal kullanımını minimuma indiren, toprağın kendi kendini onarmasına destek olan ve sürdürülebilirliğe katkı sağlayan çevreci tarımdan elde edilen pamuklarla dokunan kumaşlar kullanıyoruz. Son dönemde çıkardığımız Lug Von Siga ve Çay Derisi koleksiyonlarımızda da vegan deri ve sürdürülebilir kumaşlarla tasarlanan parçaları müşterilerimize sunduk.

“Wiser Wash” yöntemini ve sağladığı avantajları açıklar mısınız?

Wiser Wash koleksiyonumuzla daha sürdürülebilir denim ortaya çıkarıyor, ekolojik ve su ayak izini azaltarak çalışma koşullarının iyileşmesi için üretim sürecini kısaltıyoruz. Özel işlem süreci ve teknoloji sayesinde, istenen sonucu etkilemeden yıkama işlemi sırasında su tüketimini önemli ölçüde azaltılıyor. Bir kot pantolonu yıkamak için normalde 16 litre su gerekirken, bu işlem bu miktarı sadece bir bardak suya indiriyor. Geleneksel denime oranla yüzde 80 su tasarrufu sağlarken yüzde 59 iklim değişikliğine sebep olan etkileri azaltıyoruz. Bu projemizle 2023 yılında 2500’e yakın kişinin günlük su ihtiyacı kadar su tasarrufu sağlandı.

Sürdürülebilir malzeme kullanımı ve geri dönüşüm konularındaki uygulamalarınızı açıklayabilir misiniz? 2022’de başladığınız su ayak izi azaltımı çalışmalarının sonuçlarını paylaşabilir misiniz?

Sürdürülebilir gelecek inşa etmek için modanın çok güçlü bir etki alanı olduğuna inanıyoruz. Su verimliliği ve atık su yönetimi konusunda da koleksiyonlarımızın tasarım aşamasından itibaren su kaynaklarını koruma bakış açısıyla, çevre dostu üretim teknikleri uyguluyoruz. 

Bu farkındalık ve bilinçle sektörümüzde ilkleri kazandırmaya bu alanda da devam ediyoruz. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni baz alan bir sürdürülebilirlik stratejisine sahibiz. Global Compact’ı Türk hazır giyim ve moda sektöründe ilk olarak imzalayan iki markadan biri konumundayız. 

Yakın zamanda da su krizinin yönetilmesine ilişkin önemli bir adım attık. 2007 yılında BM Genel Sekreteri ve BM Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC) tarafından Pasifik Enstitüsü ortaklığıyla dünya çapında kurumsal su yönetimini geliştirmek amacıyla kurulan özel bir platform olan CEO Water Mandate’i imzalayan Türk hazır giyim ve moda sektöründeki markalar arasında yerimizi aldık. Hayata geçirdiğimiz sürdürülebilirlik çalışmalarımız kapsamında bu alanda imzacı olmanın gururunu taşıyoruz. Şirketlerin iyi uygulamaları paylaşmaları ve kıtlık, kalite, yönetişim, suya ve sanitasyona erişimle ilgili acil su sorunlarına çözüm bulmak için ortaklıklar kurmalarını sağlayan böylesine önemli bir platformun parçası olmak bizi bu alanda daha da büyük başarılara taşıyacağına inanıyoruz.

DeFacto’nun sosyal sorumluluk projeleri hakkındaki başarıları ve toplumsal katkıları hakkında bilgi verebilir misiniz ve çalışanlarınızı bu projelere katılıma teşvik etmek için neler yapıyorsunuz?

Geri dönüşüm kadar ileri dönüşümü de önemsiyor ve bu alanda adımlar atıyoruz. Bizim için en kıymeti projelerden biri de “Kumaştan Hayaller”. Kurumsal sosyal sorumluluk projemiz olan Kumaştan Hayaller projesi ile ileri dönüşüme, ekonomiye, eğitime, öğrencilerin hayal gücüne ve umuda destek olmaya devam ediyoruz. Fabrikalarımızdan ve tedarikçilerimizden elde edilen üretim fazlası kumaş ve aksesuarları, protokol imzaladığımız il ve ilçe Milli Eğitim Müdürlükleri aracılığıyla meslek liselerine gönderiyoruz. Meslek liselerindeki öğrencilerimiz Moda ve Tasarım derslerinde atık kumaşları kendi hayal güçleri ve tasarım yetenekleri ile ürün haline getiriyor. Öğrenciler tarafından yapılan nihai ürünler önde gelen mağazalarımızda satılıyor. Proje, 2018 yılında Türkiye’de iki okulda yapılan ön çalışmanın ardından ülke geneline yayılarak şu anda 11 il, 119 okul ve yaklaşık 12 bine yakın öğrenciye ulaştı. Okullara ise toplamda 15.150 bin ton gönderildi. Bugün ise rakamlarımızı artırmaya yönelik adımlar atıyoruz.

By Dergi21