Tüketim alışkanlıklarımız, gün geçtikçe gelişen sanayileşme ve kentleşme, “karşılıksız bir lütuf” olarak kabul edilen doğaya, geri dönüşü olamayacak zararlar vermiştir. Bilinçsiz ve kontrolsüz tüketim adeta doğayı sömürmüş, bizlere bahşedilen kaynakların sınırlarını zorlamaya başlamıştır.

Sürdürülebilirlik kavramı; “Hizmetlerin, doğal kaynakları değiştirmeyen ve çevreye zarar vermeyen kaynakları kullanarak üretilmesi fikri”[1] olarak tanımlanabilir. 

Sürdürülebilir kalkınma köklü temellere dayanmaktadır. Bu yaklaşım, insanlar ve doğa arasındaki ilişkiye odaklanarak adil bir paylaşım anlayışı ile uzun vadeli bir geleceği hedeflemektedir. Adalet kavramının sadece insanlar arasında kalmayıp çevre ve insanlar arasında da geçerli olması arzusunu taşımaktadır.[2] Sürdürülebilirlik şemada da görüldüğü üzere ekonomik, sosyal ve çevresel faktörlerin tam olarak kalbindedir. Bütün bu faktörlerin harmonize bir şekilde çalışmasıdır.

Doğa, çeşitli yollardan bu bilinçsiz tüketimin olumsuz sonuçlarını alarm vermeye başlamıştır. Bu durum sonucunda insanlar alternatif kaynak arayışına başvurmuştur. Alternatif kaynakların temelinde sürdürülebilir olma ilkesi bulunmaktadır.

Günümüzde kent ile iç içe hatta belki başka bir deyişle kentin kendisi olan insanlar çeşitli araştırma ve geliştirme fikirleri üretip geliştirmeye başlamıştır. Bu fikirler kentin farklı yerlerine entegre edilmiştir. Çözüm üretilme çalışmaları sonucu yeşil çatılar projesi devreye girmiştir.

Aslında temeli çok eskiye dayanan yeşil çatılar, “çatı bahçesi” teriminden gelmektedir. Tabii milattan öncesinde bile kullanılan bu yapıların amaçları farklıydı. O zaman ekonomik ve ekolojik bir amaca hizmet edilip edilmediğine bakılmaksızın o yapıya estetik ek bir bahçe olarak bir hizmet vermekteydi.

Günümüzde bir çok ülkede bulunan ve yapıların ev sahipliği yaptığı yeşil çatılar temelinde ikiye ayrılmaktadır: İntensif (gelişmiş) ve Ekstensif (basit) çatılar. İntensif sistemler sahip oldukları bitki çeşitliliği ve derinlik ile daha yoğun sistemlerdir. Bu sistemlerde kullanılan bitkisel materyaller nedeniyle statik, su yalıtımı, kök koruma, drenaj ve yetiştirme ortamı gibi bileşenler için yoğun çaba gerektirmektedir.[3]

Ekstensif sistemler ise mümkün olan en sığ yetiştirme ortamlarında, yağış harici ek bir sulamaya ihtiyaç duymayan ve intensif sistemlerin aksine yoğun bakım gerektirmeyen bir bitki örtüsüyle planlanmaktadır.[4]

Yeşil çatı sistemlerinin kent içerisindeki etkileri açısından bir değerlendirme yapıldığında bu sistemlerin toplum, ekoloji ve ekonomi açısından çeşitli olumlu etkilerini tespit etmek mümkün olmaktadır. Bu etkilere kent görünümünün nezihleşmesi, yağmur suyu yönetimi ve kullanımının sağlanması, çatı malzemelerinin ömrünü artırması, hava kitlesini iyileştirme, yangın hızını geciktirme, yapının ısı korunumu ve toplumsal bilinci artırma gibi bir çok örnek verilebilir.

Yakın gelecekte, sayılan çeşitli olumlu etkilerine rağmen kaynak yeterliliği durumunda yeşil çatıların yaygınlaşmaması halinde bizleri üzücü bir gelecek beklemektedir. Özellikle büyük şehirler sahıp olduğu yüksek nüfustan dolayı küçük şehirlere kıyasla daha çok etkilenecektir.

Yeşil çatı, sürdürülebilirlik kavramı içinde önemli bir yere sahiptir, çünkü yeşil çatılar “ekolojik dengeyi korumak için doğal kaynakların tükenmesini önleme”[5] olarak tanımlanan sürdürülebilirliğin anlamını tam olarak karşılamaktadır.

Fakat yukarıda belirtilen bütün bu olumlu özelliklerine karşın, yeşil çatı uygulamaları sınırlı sayıdadır. Bunun en büyük sebebi, günümüz ekonomisinde yapılan bu çatıların maliyetinin yüksek olmasıdır. Sulama ve drenaj, bitkilerin bakımı, bu sistemlerin kompleksliği yüzünden uzmanlar ile çalışılması gerekliliği maliyeti artıran etkilerdendir. Bir diğer sebebi ise oluşturulan sistemin çatıyı ağırlaştırmasından dolayı çatının yük taşıma kapasitesini aşmasıdır.

Bütün bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda yeşil çatılar, günümüzde daha çok araştırılmalı ve uygulanmalıdır. Daha kaliteli bir hayat sürdürebilmemiz için yeşil çatılar, gelecekte hayatımıza daha çok dahil edebileceğimiz imkanlar arasındadır.

Defne Kocaman

By Dergi21